Yeni bir rotaya ihtiyacımız vardı. Doslarım tekrar bir Balkan programı istiyorlardı. Ben de farklı bir kültür farklı bir coğrafya olsun diyordum.
Aklımda da uzun süredir ortadoğu var. Ortadoğuyu iyiden iyiye anlamak istiyorum
Lübnan'da ısrarcı olunca rota kabul edildi. Ancak içerik tamamen bana bırakıldı.
Bende araştırmaya koyuldum. Tabi söz konusu ortadoğu olunca gezi rotasına sadece kültürel açıdan değil politik ve tarihi açıdan da bakmak gerekiyor. Zira bölge bölge etnik grupların hakimiyeti olan bir bölge.
İstemeden konaklamayı Ermeni mahallesinde ayarlamışım. Bunu ikinci gün anlayabildik. Bir çok duvarda ingilizceyle "Türkiye soykırım suçlusudur" yazıyordu. Bakkala girip kahvaltılık bir şeylere bakarken bakkal amca bize hoşgeldiniz diye seslendi. Ben Türk olup olmadığını sordum. Bir şey söylemek istemedi. Biz de farklı bir şey düşünmedik. Adanalıyım dedi. Sohbetin ilerleyen süreçlerinde Techir döneminde aile büyüklerinin Adana'dan Beyrut'a geldiğini, eşinin Konyalı olduğunu, evde Türkçe konuştuklarını, Türk kanallarını takip ettiklerini, Ermeni olduğunu, mason localarında Türkiye düşmanı olarak çocuk yetiştirildiğini, kendi çocuklarını da bu sistemden koparıp Yunanistan'a gönderdiğini söyledi. Bir kaç gün sohbet ettik. Kendisi ve diğer ermenilerin aslında Türkiye sevdalısı olduğunu, diasporanın sürekli Türkiye aleyhinde çalışma yürüttüğünü açık yüreklilikle ifade etti.
Sadece bakkal amcayla sohbetimiz bile Lübnan seyehatine değerdi. Bu arada eşi de bize kurabi yaptı. Anne kurabiyeleri...
Beyrut'u yürüyerek bitirdik diyebilirim. Çok kozmopolit bir şehir. Her köşe başında dikenli teller ve nöbetçi askerler olsa da pek ürkütmüyor. Bazı muhitler bir avrupa şehirlerini andırırken bazıları da varoşun dibi gibi. Aslında tam bir akdeniz şehri. Antalya'dan kalır bir yanı yok.
Sayda, Sur, Biblos, Trablusşam şehirlerini doyasıya gezdik. Her biri için ayrı değerlendirme yapmak lazım. Baalbek'e ise araç gitmez, karlı dediler. Vazgeçtik.
Öyle güzel bir coğrafyaya sahip ki siyasi istikrarsızlık ve savaş yüzünden yaşanacak yer olmaktan çıkmış. Lübnan'ın güneyi İsrail, Doğusu ve kuzeyi Suriye. Böyle bir coğrafyada huzur olur mu? Mümkün değil.
Bizin seyehatimizden kısa süre sonra da liman patlaması gerçekleşip ekonomik sorunlarla da uğraştılar.
Umarım bir gün onlarda mutlu, huzurlu bir ülke de yaşama imkanına erişirler. İnşallah.